Çağımızın hastalığı olan obezite aşırı kilo probleminin yanında çeşitli yandaş hastalıkları beraberinde getirmektedir. Bunlardan biri de sağlıklı ve kaliteli bir uykuya engel olan hatta ölüme varan sonuçlar doğurabilen uyku apnesidir.
Sağlıklı bir yaşam için yetişkin bir insanın günlük ortalama 7 ila 8 saat uyuması tavsiye edilmektedir. Çünkü düzenli ve kaliteli bir uykunun dokuların yenilenmesi, kemik ve kas sağlığının gelişmesi, konsantrasyonun artması, merkezi sinir sisteminin yenilenmesi, sindirimin düzenlenmesi, yaşam kalitesinin artması gibi birçok faydası bulunmaktadır. Ancak uyku apnesi kişinin sağlıklı ve kaliteli bir uyku uyumasını engelleyerek farklı sağlık problemlerine yol açabilmektedir.
Uyku apnesi uyku sırasında solunum durması olarak tanımlanmaktadır. Ortalama 10 sn ve daha fazla süren solunum durmaları uyku apnesi olarak kabul edilmektedir. Uyku esnasında kişinin solunumu durur ve buna bağlı olarak vücuttaki oksijen seviyesi düşer. Beyin bunu hayati bir tehlike olarak algılayıp vücudu uyandırır. Bu durum bir gece içerisinde defalarca meydana gelebilir. Ancak kişi bunu hatırlayamaz ve sabah yeterli uyuduğunu düşünmesine rağmen yorgun, uykusuz bir şekilde uyanır. Bununla birlikte hastalık farklı belirtiler ile de kendisini gösterebilmektedir. Bunlar;
- Gece ense, baş, boyun gibi bölgelerde aşırı terleme,
- Gece sık idrara çıkma,
- Baş ağrısı,
- Uykusuzluk,
- Konsantrasyon olmada zorluk,
- Uyandıktan sonra ağızda kuruluk, boğaz ağrısı,
- Yüksek sesle horlama,
- Başkasının şahit olduğu uykuda solunum durması ve uyanma
- Reflüdür.
Kişinin kendisinde uyku apnesinin olup olmadığının farkına varması zordur. Yukarıdaki belirtilerden bazılarının görülmesi durumunda bir uzmana gitmesi tavsiye edilmektedir. Tanı konulabilmesi için öncelikle kişinin hikâyesi dinlenir ve ardından fiziki muayene edilir. Uyku apnesi şüphesinde polisomnografi adlı test uygulanır. Hastanede uyku odasında ya da evde uygulanabilen bu testte hastanın vücuduna uyumadan ortalama 1 saat önce bağlanan elektrotlar ile gece boyunca uyku düzeni, beyin dalgaları, solunum, göz hareketleri, ağız ve burundan hava akımı, bacak hareketleri, horlama, kalp hızı ve oksijen seviyelerinin ölçümü sağlanır. Bu testten çıkan sonuçlara göre daha kesin bir tanı konulabilmektedir.
Uyku apnesi ortaya çıkma nedenlerine göre üçe ayrılmaktadır.
- Obstrüktif (Tıkayıcı) Uyku Apnesi: Aşırı büyük bademcikler, aşırı kilo, geniz eti, kalın ve kısa boyun yapısı, alkol ve sigara tüketimi, uyku hapı alımı, kalıtsal olarak yatkınlık gibi nedenlerle üst solunum yolunun tıkanması sonucu ortaya çıkan ve diğer türlerine göre daha fazla görülen türdür.
- Santral Uyku Apnesi: Beynin solunumu kontrol eden kaslara uygun sinyal göndermemesi sebebiyle uyku sırasında tekrarlayıcı olarak solunumun kısmen veya tamamen durmasıdır. Cheyne Stokes solunumu, ilaç veya madde kullanımı, beyin felci, beyin enfeksiyonu, rakımı yüksek yerlerde yaşama gibi etkenlerden ortaya çıkan bu tür prematüre ve yeni doğan bebeklerde görülebilmektedir.
- Mikst Uyku Apnesi: Bu türde hem obstrüktif hem de santral uyku apnesi birlikte görülmektedir.
Uyku apnesi tedavi edilmediğinde kalp yetmezliği, parkinson, ritim bozuklukları, kronik baş ağrıları, depresyon, cinsel isteksizlik, mide rahatsızlıkları, astım, kilo alımı, tip 2 diyabet, özellikle uyku sırasında ani ölüm gibi ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Uyku apnesinde kişi gece uykusunu alamadığı için gündüz yaşayacağı konsantrasyon ve dikkat eksiklikleri iş ve trafik kazaları gibi ciddi kazalara yol açabilmekte, iş ve sosyal hayatta da verimsizlik yaşamasına sebep olabilmektedir.
Uyku apnesinin tedavisi için apnenin nedenlerine bakılmalıdır. Üst solunum yollarındaki aşırı darlık burun, geniz, damak, dil kökü cerrahi müdahaleleri ile giderilebilmektedir. İleri derecede görülen uyku apnesi durumlarında CPAP adı verilen cihazla basınçlı hava verilerek hastanın gece boyunca rahat nefes alarak uyuması sağlanır. Bu cihazda bulunan maske, hastanın ağzına takılarak içindeki basınçlı hava üst solunum yollarını açıp kişinin rahat nefes almasını sağlamaktadır. Ancak verilecek havanın basıncı mutlaka bir doktor kontrolünde belirlenmelidir. Bunların yanında uyku apnesi tedavisinde yaşam tarzı da değiştirilmelidir. Alkol, sigara gibi maddelerin kullanımı bırakılmalıdır. Aşırı kilo uyku apnesi riskini ciddi oranda arttırdığı için fazla kilolardan kurtulunmalı sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinilmelidir.
Aşırı kilolu kişilerde boyun ve boğaz kısmında yumuşak dokunun artması ile soluk borusunun daralması, karın ve göğüs bölgesinde artan ağırlık gibi sebepler solunumu zorlaştırarak uyku apnesi riskini arttırmaktadır. Diyet ve egzersizle kilo veremeyen obez kişilerde obezite cerrahisi yöntemleri uygulanarak kilo vermeleri sağlanabilir. Obezite cerrahisi yöntemlerinde mide hacim olarak küçültülüp gıda alımı azaltılarak hızlı kilo verilmesi sağlanmaktadır. Obezite cerrahisi ile hızlı ve etkili kilo veren kişilerde yağ tabakasının azalmasıyla boyun ve göğüs bölgesindeki basınç azalır. Böylece solunum sistemi daha sağlıklı çalışabilmektedir. Bu durum uyku apnesi yaşama riski azaltmakla birlikte tedaviye yardımcı olabilmektedir.
Obezite uyku apnesi riskini arttırmaktadır. Ayrıca uyku apnesi yaşayan kişilerde uyku düzenin bozulmasından dolayı kilo artışı meydana gelmektedir. Bu da obezite ve uyku apnesini kısır bir döngü içerisine sokmaktadır. Yaşam kalitesini düşüren obezite ve uyku apnesi gibi yandaş hastalıklar obezite cerrahisi ile tedavi edilerek kişilerin daha sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri sağlanabilmektedir. Ancak sadece ameliyat değil ameliyattan sonraki süreçte doğru beslenme ve egzersizin olduğu sağlıklı bir yaşam tarzı tedavinin başarısı ve sürekliliği için önemlidir.
- Tüp mide ameliyatı - 26 Haziran 2024
- Zayıflatan yiyecekler - 16 Şubat 2024
- Mide Ameliyatı Sonrası Beslenme - 16 Şubat 2024