Karaciğer yediklerimizi vitamin, mineral gibi besinlere çevirme, vücut için önemli maddeleri (demir, A,D,E,K vitaminleri vb) depolama, protein üretimi, enerji depolama, vücutta zararlı maddeleri filtreleme, safra salgısı oluşturma, hormonları düzenleme gibi birçok hayati görevi olan bir organdır. Ancak bazı etkenlerden dolayı bu fonksiyonlarının bir kısmını ya da tamamını yapamaz duruma gelebilmektedir. Bu durum çeşitli ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Karaciğer yağlanması da karaciğerin fonksiyonlarının bozulmasına neden olabilmektedir. Özellikle aşırı kilo, alkol tüketimi, hepatit C, ilaç kullanımı gibi sebepler karaciğer yağlanmasını tetikleyebilmektedir. Bu etkenlerden biri olan ve son yıllarda dünya genelinde artan obezite karaciğer yağlanmasının da en önemli sebeplerinden biri haline gelmiştir.

Karaciğer vücuda alınan fazla kaloriyi yani yağı depolayıp ihtiyaç halinde enerji olarak vücuda gönderir. Ancak bu yağ alımı arttıkça depolanan yağ miktarı da artar. Bu durumda karaciğer dokusunda yağlanma meydana gelir. İlk aşamada basit yağlanma olarak başlayan süreç yağlanma miktarı artıp tedavi edilmediğinde iltihabi reaksiyonlar, fibrotik bantlar ve sirozla birlikte karaciğer yetmezliğine gidebilecek kadar ciddi boyutlara ulaşabilmektedir.

İlk başlarda belirti vermeyen karaciğer yağlanması asemptomatiktir. Daha sonraki aşamalarda yağ tabakasıyla birlikte karaciğerin büyümesiyle karnın sağ üst bölgesinde basınç hissedilebilmektedir. Yağlanmanın ilerlemesiyle birlikte fiziki muayene esnasında doktor tarafından fark edilebilecek bu durumun dışında farklı belirtiler ile de kendisini gösterebilmektedir.

Bunlar;

  • Halsizlik,
  • Çabuk yorulma,
  • Göğüs ve karın bölgesinde ağrı,
  • İştahsızlık,
  • Mide bulantısı,
  • Ciltte sivilce, kızarıklık, döküntü ve sivilce problemleri,
  • Karın ve ayak bölgesinde şişlik

Karaciğer yağlanmasında bu belirtileri gösteren kişiler dışında yüksek tansiyon, tip 2 diyabet gibi hastalıkları olanlarda risk grubundadır. Doğru teşhis için karın bölgesi MR ve kan testlerinin sonuçlarına bakılıp karar verilebilmektedir. Yine fibrozis oluşma riskine karşı Fibroscan  ve gerekli görülürse karaciğer biyopsisi yapılabilmektedir.

Obezite vücudun ihtiyacından fazla kalori alınması ve bu kalorilerin vücutta yağ olarak depolanması sonucu aşırı kilo probleminin oluşmasına sebep olan bir hastalıktır. Vücutta yağ depolanan organlardan biri de karaciğer olduğu için bu fazla kaloriler karaciğerde de yağlanmaya sebep olabilmektedir. Ayrıca obezitenin yandaş hastalıkları tip 2 diyabet, yüksek tansiyon, metabolik sendrom gibi hastalıklar da karaciğerin yağlanmasına yol açabilmektedir. Kısacası obezite karaciğer sağlığı için tehdit oluşturmaktadır. Bu yüzden özellikle kiloya bağlı karaciğer yağlanmasının tedavisinde öncelikle vücuttaki aşırı kilolardan kurtulmak gerekir. Bunun için obezite hastalığı tedavi edilmelidir.

Obezite tedavisinde ilaç, diyet, egzersiz gibi yöntemler uygulanabilir ancak zaman zaman bu yöntemler sonuç veremeyebilir. Bu durumda obezite cerrahi yöntemleri uygulanarak tedavi sağlanır. Bu yöntemlerden biri de tüp mide ameliyatıdır. Mide küçültme ameliyatlarından tüp mide ameliyatı ile midenin büyük bir kısmı alınır. Bu da midenin hacminin küçülmesini ve  alınan gıda miktarının azalmasını sağlamaktadır.  Böylece  kişi hızlı ve etkili bir şekilde kilo verebilmektedir. Tüp mide ameliyatı özellikle vücut kitle indeksi (VKİ) 40 ve üzeri yada VKİ 35’ten fazla olup yandaş hastalıkları olan, hormonal bir sağlık sorunu olmayan, madde ve alkol bağımlılığı bulunmayan, ortalama 18-65 yaş aralığında, ameliyat ve iyileşme sürecini kaldırabilecek tüm obez hastalarına uygulanabilen güvenilir ve etkili bir yöntemdir. Kişi bu yöntemle kilo verdikçe vücudundaki yağ oranı da düşecektir. Ayrıca tüp mide ameliyatı yandaş hastalıkların da tedavisine yardımcı olacaktır. Tüm bunlar karaciğerdeki yağ oranın azalmasını sağlayacak, karaciğer yağlanmasının da tedavisine yardımcı olabilecektir. Bununla birlikte kilo problemi olanların kilo vermek için yaptıkları şok diyetler, dengesiz beslenme, hızlı kilo alıp verme de karaciğerin yağlanmasına sebep olabilmektedir. Bu yüzden sağlık açısından bir diyetisyen kontrolünde kilo verilmesi tavsiye edilmektedir.

Tüp mide ameliyatı özellikle kiloya bağlı karaciğer yağlanmalarının tedavisinde başarılı sonuçlar verebilmektedir. Ancak ameliyat sonrası doğru beslenme özellikle yağlı yemek ve gıdaların dengeli bir şekilde tüketilmesi, egzersiz gibi sağlıklı yaşam alışkanlıkları tedavinin sürekliliğini ve karaciğerin sağlığının korunmasını sağlayacaktır.

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]
Dr. Ergenç, 20 yıllık tecrübesiyle bugüne kadar sıfır komplikasyon ve %100 memnun hasta oranı ile binlerce başarılı ameliyat gerçekleştirmiştir.

2021 yılında dünyaca bilinen kurum SRC tarafından metabolik ve bariatrik cerrahi alanında Master Surgeon (Usta Cerrah) ünvanını kazanmıştır. Aynı zamanda dünyaca bilinen Obezite Topluluğunun (The Obesity Society) ve Amerikan Metabolik ve Bariatrik Topluluğunun (American Society for Metabolic & Bariatric Surgery) üyesidir.
Op. Dr. Tufan ERGENÇ
Latest posts by Op. Dr. Tufan ERGENÇ (see all)