Tüp mide ameliyatı, obezite cerrahisi kapsamına giren ve midenin %80’inin çıkarılmasını içeren cerrahi bir işlemdir, böylece midenin kapasitesi yaklaşık 100 ila 200 ml’ye düşer. Bu düşüş, kişinin tek oturuşta yiyebileceği yiyecek miktarını azaltarak yiyeceklerin sadece küçük bir bölümünü tükettikten sonra bile tok hissetmesini sağlar. Ayrıca, midede bulunan hücreler iştah açıcı ghrelin hormonunu üretir ve midenin büyük bir kısmının çıkarılması, bu hormonun daha az üretilmesine neden olur.

Her büyük ameliyatta olduğu gibi, tüp mide ameliyatında da kısa ve uzun vadeli potansiyel komplikasyon ve riskler mevcuttur. Bu ameliyatı gerçekleştiren uzman cerrahlar ve donanımlı klinikler sayesinde ameliyata ilişkin risk ve komplikasyon oranları düşmekte, hazırlık süreci ve gerekli ölçümler titizlikle takip edildiğinde hastaların ameliyat sırasında ve sonrası bir komplikasyon geliştirme olasılığı önemli ölçüde azalmaktadır.

Tüp Mide Ameliyatı Komplikasyonları

Kaçak

Ameliyattan sonraki ilk hafta boyunca en korkulan ve ciddi komplikasyon, zımba hattı kaçağı/ sızıntısıdır. Bu risk, vakaların yaklaşık %2’sinde oluşabilir ve yaşamı tehdit edebilir. Zımba hattında meydana gelen bir sızıntı, tekrar ameliyat gerektirebilir; hastanın ameliyattan sonra haftalar hatta aylarca hastanede kalmasına neden olabilir. Bu nedenle cerrahlar tüp mide ameliyatı sırasında ve sonrasında zımba hattını dikkatle birkaç defa test eder ve bazen hat boyunca cerrahi dikiş de kullanırlar. Böylece, kaçak riskini en aza indirmeye çalışırlar.

Pıhtılaşma Sorunları

Kan pıhtıları yalnızla tüp mide ameliyatı sonrasında değil herhangi bir ameliyattan sonra oluşabilir ve hızlı tedavi edilmezse hayati tehlike oluşturabilir. Kliniğiniz ve doktorunuz bu riskin çok farkındadır ve kan pıhtılaşmasını önlemeye yardımcı olacak bir dizi önlem alır.

Hareketlilik eksikliği nedeniyle kan akışı bozulduğunda pıhtı oluşması daha olasıdır. Bu durum ameliyattan sonra yaygın olarak görülür. Kandaki pıhtılaşma sorunlarından ve emboli riskinden korunmak için ameliyat öncesinde gerekli kan sulandırıcıların kullandırılması, ameliyat esnasında gerekli izlemlerin yapılması ve ameliyat sonrasında da yine hastayı yürüterek hareketi ve sağlıklı kan akışını sağlayacak önlemlerin alınması gerekir.

Ameliyat sonrası oluşabilecek pıhtılaşma sorunlarının semptomları kollarda veya bacaklarda ortaya çıkacaktır, bu belirtilerden herhangi birini yaşarsanız hemen doktorunuzla veya kliniğinizle iletişime geçin:

  • Kızarıklık
  • Şişme
  • Ağrı
  • Duyu kaybı
  • Felç

Kanama

Tüp mide ameliyatı riskleri arasında görülen ve dikkat edilmesi gereken komplikasyonlardan biri kanamadır. Bu risk sıklıkla ameliyattan sonraki ilk 24 saat içinde gerçekleşir. Gerçekleşmesi durumunda genellikle hastaya kan ve kan ürünleri verilerek tedavi edilir. Bazı nadir görülen durumlarda hasta yeniden ameliyata alınır ve kanamanın kaynağı tespit edildikten sonra kanama durdurulur.

Enfeksiyon

Tüp mide ameliyatı sırasında ve sonrasında enfeksiyon meydana gelebilir, bu durumda antibiyotikler ve bazen cerrahi müdahale gerekir. Vücut kitle indeksi yüksek olan kişilerde yara enfeksiyonu daha yaygındır.

Organ Hasarı

Ameliyat bölgesine yakın organların kaza sonucu yaralanması diğer ameliyatlarda olduğu gibi tüp mide ameliyatında da her zaman bir risktir ve meydana gelirse organlardaki herhangi bir hasarı düzeltmek için daha fazla ameliyat gerekebilir.

Derin Ven Trombozu

Damarlar veya akciğerlerde oluşacak kan pıhtıları da tüp mide ameliyatının potansiyel bir riskidir.

Safra Taşları

Tüp mide ameliyatı sonrası safra taşı oluşumu yaygındır. Yapılan bir klinik çalışma, tüp mide hastalarının %23’ünde ameliyattan sonraki iki yıl içinde safra kesesi hastalığı ortaya çıktığını göstermektedir.

Safra taşı oluşumunun semptomları şöyle sıralanabilir:

  • Üst karın ve sırtın üst kısmında oluşan ve bazen birkaç saat süren ağrı
  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • Şişkinlik, hazımsızlık, mide ekşimesi ve gaz

Uzun Vadeli Komplikasyonlar

Gastrointestinal sistemi içeren herhangi bir ameliyat, bağırsakta yara dokusu oluşumu veya yarayı kapatırken oluşan bir fıtık nedeniyle bir anda komplike hale gelebilir; bu durumların her ikisi de acil müdahalenin veya ikinci bir ameliyatın gerekli olduğu anlamına gelebilir.

Ameliyattan sonraki ilk iki haftanız zor olabilir. Yeni beslenme düzenine alışmanız, iyileşmeniz, nihai sonuçlarınızı görmeniz için belli bir zamana ihtiyacınız vardır ve bu dönemde oluşabilecek herhangi bir risk ciddi sonuçlar doğurabilir. Ancak, tüm süreci deneyimli bir hekime ve ekibine bıraktığınızda, öncelik sizin sürecin başından sonuna kadar kendinizi rahat, mutlu ve sağlıklı hissetmeniz olacaktır. Bu yaklaşımdan hareketle, merkezimize tüp mide ameliyatı olma isteğiyle başvurduğunuzda öncelikle sürecin başında oluşabilecek tüm potansiyel riskler ve komplikasyonlar hakkında bilgi alırsınız. Süreç boyunca da tüm sağlık ekibimiz bu risklerin olasılığını dikkatlice hesaplayarak oluşmalarını önceden engellemek hedefiyle titizlikle çalışır.

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]
Dr. Ergenç, 20 yıllık tecrübesiyle bugüne kadar sıfır komplikasyon ve %100 memnun hasta oranı ile binlerce başarılı ameliyat gerçekleştirmiştir.

2021 yılında dünyaca bilinen kurum SRC tarafından metabolik ve bariatrik cerrahi alanında Master Surgeon (Usta Cerrah) ünvanını kazanmıştır. Aynı zamanda dünyaca bilinen Obezite Topluluğunun (The Obesity Society) ve Amerikan Metabolik ve Bariatrik Topluluğunun (American Society for Metabolic & Bariatric Surgery) üyesidir.
Op. Dr. Tufan ERGENÇ
Latest posts by Op. Dr. Tufan ERGENÇ (see all)