Obezite, dünya genelinde giderek artan, kişinin yaşam kalitesini düşüren ve ölümcül sonuçlar doğurabilecek bir hastalıktır. Obezite hastalığı, vücuda harcayabileceğinden fazla miktarda kalori alınması ve alınan kalorilerin yağ olarak depolanması sonucu ortaya çıkan aşırı kilo problemdir. Ancak sadece aşırı kilo değil beraberinde getirdiği tip 2 diyabet, metabolik sendrom, kalp-damar hastalıkları, felç vb yandaş hastalıklar kişinin yaşamını her yönüyle olumsuz etkileyebilmektedir. Obezite kadınlarda üreme sistemi üzerinde de ciddi problemlere sebep olabilmektedir.

Obez kadınların gebe kalma, gebelik ve doğum süreçlerinde normal kilolu kadınlara göre çok daha fazla risk taşıdıkları ve bu süreçlerde birçok problem ile karşılaşabildikleri gözlemlenmiştir. Bu süreçler, gebe kalma,gebelik, doğum ve sonrası süreçler olarak incelenebilir.

Gebe Kalma Süreci

Obezite hastalığı ile birlikte vücutta fazla biriken yağ, hormonları ve doğurganlığı olumsuz etkilemektedir. Hamile kalmak için gerekli olan hormonların yetersiz salgılanması, polikistik over sendromu gibi hastalıklar, adet döngüsünde düzensizlik gibi problemler hamile kalmayı zorlaştırabilmektedir. Bununla birlikte obezitenin cinsellik üzerindeki etkileri gebe kalma sürecini olumsuz etkileyebilmektedir.

Gebelik Süreci

Obezite hastası kadınlar hamile kalsalar bile gebelik süreçlerinde normal kilolu kadınlara göre daha fazla komplikasyon yaşayabilmektedirler. Bunlar erken doğum, tekrarlayan düşük riski,  preeklampsi, gestasyonel diyabet, uyku apnesi, üriner sistem enfeksiyonları gibi komplikasyonlardır. Bu komplikasyonlar sadece anneyi değil aynı zamanda anne karnındaki bebeğin sağlığını da olumsuz etkileyebilmektedir. Ayrıca gebelik süresince annenin sağlıksız beslenme şekline bağlı olarak bebekte de aşırı yağlanma görülebilmektedir.

Doğum ve Sonrası

Obez kadınların doğum süreçlerinde de problem yaşama riskleri yüksektir.  Obez kadınlarda vajinal doğumların uzun sürebilmesi ve bebeğin iri olabilmesinden dolayı zor geçebilmektedir. Bu yüzden genellikle sezaryen tercih edilebilmektedir. Sezaryende de anestezi alımında meydana gelecek komplikasyonlar, enfeksiyon kapma riskinin fazla olması, yaraların iyileşmesinin uzun sürmesi gibi problemler yaşanabilmektedir. Obezite doğum sonrası süreçte sadece annede değil bebekte de çeşitli problemlerin ortaya çıkma oranını artırabilmektedir.

Bebekte gelişebilecek komplikasyonlar;

  • Doğum sırasında veya kısa süre içerisinde ölüm,
  • Doğum esnasında gelişen komplikasyonlardan etkilenme,
  • İleride erken yaşlarda tip 2, kalp, tansiyon gibi kronik rahatsızlıkların görülebilmesi,
  • Doğumsal anomalilikler,
  • İleride obez olma riskinin artması
  • Fazla yağ oranı ile doğma,

Özellikle son yıllarda gelişen teknolojiler ile birlikte obezite cerrahisi yöntemleriyle obezite tedavisinde başarılı sonuçlar elde edilebilmekte buna bağlı olarak gebelik süreçlerinde yaşanan problemler en aza indirilebilmektedir. Obezite cerrahisinde en çok tercih edilen yöntemlerden biri olan tüp mide ameliyatı ile hamile kalma şansı artırılıp, sağlıklı bir gebelik ve doğum süreci yaşanması sağlanabilmektedir. Tüp mide ameliyatı ile vücuttaki fazla kiloların verilmesi,

  • Polikistik over sendromu gibi hastalıkların tedavisini,
  • Hamile kalmayı sağlayan hormonların ve adet döngüsünün düzenlenmesini,
  • Gebelik sürecinde gebeliğe özgü diyabet, tansiyon, kalp gibi hastalıkların oluşma riskinin azaltılmasını,
  • Doğum süreci ve sonrasında oluşabilecek komplikasyon risklerinin azaltılmasını,
  • Gebelik ve sonrasında bebeğin sağlığının korunmasını sağlayabilmektedir.

Hamile kalmak isteyen obezite hastalarının tüp mide ameliyatından en az 18 ay sonra hamile kalmaları tavsiye edilmektedir. Bu süreçte anne adayının ideal kilosuna ulaşması, vücudun yeni durumuna uyum sağlaması, yeterli beslenip beslenmediği gözlemlenmektedir. Ayrıca anne ve bebeğin oluşabilecek komplikasyonlardan, obezite, varsa yandaş hastalıklarından etkilenmemesi için de beklenmesi tavsiye edilmektedir. Bununla birlikte gebelik sürecinde bebek anneden beslendiği için annenin yeterli vitamin, mineral vb sahip olması gerekmektedir. Bu yüzden zayıflama sürecinde alınan gıda miktarının azalmasına bağlı olarak vücutta vitamin, mineral vb eksiklerinin olup olmadığı kontrol edilmeli ve eksiklik varsa bir uzman kontrolünde tamamlanmalıdır.

Tüp mide ameliyatı emilim bozucu olmayan bir ameliyattır. Tüp mide ameliyatından sonra yenilen gıdalardaki vitamin, mineral gibi vücuda yararlı maddelerin emiliminde genel olarak problem yaşanmamaktadır. Bu da özellikle vücudun gebelikten önce hazırlanması ve gebelik boyunca da beslenmesini kolaylaştırabilmektedir.  Ancak yine de gebelik öncesinde ve sonrasında düzenli olarak vücut değerlerinin ölçtürülüp takibi sağlanmalıdır.

Tüp mide ameliyatı ile başarılı sonuçlar elde etmek için sadece ameliyat olmak yeterli değildir. Ameliyat sonrasında eski kötü beslenme ve yaşam alışkanlıklarını bırakıp, doğru beslenme ve egzersiz programlarının olduğu sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmelidir. Bunun için anne adayının gebelik süreçlerinde kendisi ve bebeği için uzman bir diyetisyenle çalışması sağlık açısından önemle tavsiye edilmektedir. Bu ayrıca gebelikte tekrar aşırı kilo alımının da önüne geçilmesine yardımcı olabilecektir.

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]
Dr. Ergenç, 20 yıllık tecrübesiyle bugüne kadar sıfır komplikasyon ve %100 memnun hasta oranı ile binlerce başarılı ameliyat gerçekleştirmiştir.

2021 yılında dünyaca bilinen kurum SRC tarafından metabolik ve bariatrik cerrahi alanında Master Surgeon (Usta Cerrah) ünvanını kazanmıştır. Aynı zamanda dünyaca bilinen Obezite Topluluğunun (The Obesity Society) ve Amerikan Metabolik ve Bariatrik Topluluğunun (American Society for Metabolic & Bariatric Surgery) üyesidir.
Op. Dr. Tufan ERGENÇ
Latest posts by Op. Dr. Tufan ERGENÇ (see all)