metabolik cerrahi operasyonu

Diyabet, kalp hastalığı ve inme gelişme ihtimalini artıran bir grup risk faktörüne verilen isim olan metabolik sendromun cerrahi yöntemlerle tedavisine metabolik cerrahi denir. Metabolik cerrahi yöntemi ülkemizde özellikle Tip-2 diyabet tedavisi kapsamında kilo vermeye yardımcı olmak amacıyla uygulanmaktadır. Bu nedenle de diyabet cerrahisi olarak da adlandırılmaktadır.

Metabolik rahatsızlıkları cerrahi yöntemlerle tedavi etmeye yönelik tıp alanındaki araştırmalar 20. yüzyıl ortalarında başladı. 1995 yılında Dr. Walter Pories ve araştırma ekibi, yetişkin başlangıçlı tip 2 diyabet rahatsızlığı başta olmak üzere çeşitli metabolik hastalıkların cerrahi çözümlerle iyileştirilebileceğine dair önemli bulgular elde etti. 2009 yılında ise Amerikan Bariatrik Cerrahi Derneği (ASBS), metabolik hastalıklarda kilo kaybına yönelik ameliyatların faydalı etkilerini geniş kitlelere duyurmak için adını Amerikan Metabolik ve Bariatrik Cerrahi Derneği (ASMBS) olarak değiştirdi.

Günümüzde metabolik cerrahi terimi, metabolik hastalıkların tedavisinde tüp mide ameliyatı başta olmak üzere obezite cerrahisi yöntemlerinin uygulanmasını anlatmaktadır.

İçerikler

Metabolik cerrahide hangi yöntemler kullanılır?

Metabolik cerrahi tüm kilo verme ile ilişkili tüm obezite cerrahisi yöntemlerini içermektedir. Obezite ameliyatları iki farklı yoldan kilo vermeyi sağlamayı ve kilo alımını sınırlamayı hedefler. Kısıtlayıcı ameliyatlarla adından da anlaşılacağı üzere mide hacmi kısıtlanır. Emilim bozucu ameliyatlarla ise sindirim yolu yeniden düzenlenerek gıdaların emilimi azaltılır.

Laparoskopik yöntemle 4-5 kesiden aletlerle girilerek ameliyat gerçekleştirilir. Ameliyat süresi kullanılacak yönteme göre 1 ile 3 saat arasında değişir.

Obezite ameliyatlarından sonra meydana gelen hormonal değişiklikler diyabet kontrolünü mümkün hale getirmektedir. En yaygın uygulanan metabolik cerrahi yöntemi ise tüp mide ameliyatıdır.

Metabolik cerrahi kimlere uygulanabilir?

Metabolik cerrahi aşağıdaki hasta grupları için uygun sayılmaktadır:

Vücut kitle indeksi (VKİ) 40 ve üstü olan Tip-2 diyabet hastaları,

Vücut kitle indeksi 35-40 aralığında olan tip 2 diyabetli hastalar ile yine bu VKİ arasında olan ve şeker kontrolünün ilaç tedavisi dahil olmak üzere cerrahi dışındaki diğer yöntemlerle sağlanamadığı hastalar.

Tip 1 diyabet için de metabolik cerrahi düşünebilir mi?

Tip 1 diyabet hastalığında vücut insülin üretemez. Tip 2 diyabette ise vücut ürettiği insülini kullanamamaktadır. Metabolik cerrahi ile vücudun kullanamadığı insülini kullanması sağlanmaktadır. Bu nedenle de tip 1 diyabet hastalığında metabolik cerrahi yöntemleri işe yaramamaktadır.

Metabolik cerrahi ameliyatının riskleri var mıdır?

Ameliyat sonrası kanama, enfeksiyon, anesteziden kaynaklı sorunlar, pıhtı, solunum sorunları, stapler hattı kaçağı ve çok nadiren de ölüm riski bulunmaktadır. Bunun yanı sıra uzun vadede, bağırsak tıkanıklığı, safra taşı, fıtık, kan şekerinde düşüklük, beslenme yetersizliği, kusma, ülser, reflü gibi rahatsızlıkların gelişme riski de vardır.

Ameliyat sonrası iyileşme süreci

Metabolik cerrahi ameliyatları sonrasında hasta genellikle 4. veya 5. Gün hastaneden taburcu edilmektedir. Bu süreçte en az 2 ay boyunca özel bir beslenme programı uygulanır. 4 ila 6. Aydan itibaren ise normal beslenmeye geçiş mümkün olmaktadır.

Ameliyattan sonra çoğu hasta bir veya iki hafta içerisinde çalışma hayatına ve günlük rutinine geri dönebilmektedir. Bazı hastalarda ise bu süreç 3 haftayı bulabilir.

Ameliyatı takiben rutin hekim kontrolleri aksatılmamalıdır. Ameliyat sonrası hekimin de uygun gördüğü şekilde ilk kontrol birinci ayın sonunda gerçekleştirilir. Bundan sonra 3. ve 6. aylar ile 1. yıl kontrolleri gelir. Daha sonra ise 6 ayda bir kontrol önerilmektedir.

Ameliyatın başarı oranı ve hastalara sağladığı avantajlar nelerdir?

Metabolik cerrahinin başarı oranı ameliyatın türüne göre değişmekle birlikte yüzde 80-90 arasındadır.

Ancak bilinmedir ki; obezite ve diyabet devamlılık arz eden sağlık problemleridir. Bu nedenle de hastanın ameliyat öncesinde gerekli yaşam tarzı düzenlemelerini yapması, beslenme alışkanlıklarını değiştirmesi, mevcut endokrin problemlerinin çözülmesi ve olası psikiyatrik bozuklar açısından da tedavi olmaları gerekmektedir. Ayrıca ameliyat sonrasında da başarının uzun vadede gerçekleşebilmesi için genel cerrahi uzmanı, diyetisyen ve yine endokrin hastalıkları uzmanınca tedavinin devam ettirilmesi ve rutin kontrollerin aksatılmaması önemlidir.

Metabolik cerrahi ameliyatı sonrası hastanın kan şekeri kontrolü kolaylaşırken, sürekli ilaç kullanımına olan ihtiyacı azalır ve hatta kimi durumlarda ilaç kullanılmasına gerek kalmaz.

Tip 2 diyabet hastalığında yüzde 90’lara kadar iyileşme sağlanmaktadır.

Bunun yanı sıra yüksek tansiyondan uyku apnesine, karaciğer yağlanmasından gastroözefageal reflüye kadar birçok rahatsızlıkta da gözle görülür iyileşme sağlanır.

Metabolik cerrahi uygulamalarının uzun vadede kalp rahatsızlıklarına ve kansere yakalanma riskini de azalttığı bilinmektedir.

İletişim Bilgileri

Mavişehir Park Yaşam Ofisleri 6523 Sokak No:32-B 303-304
Karşıyaka / İZMİR
 +90 (532) 013 75 77
 [email protected]

Sizi Arayalım

    Click to rate this post!
    [Total: 0 Average: 0]
    Dr. Ergenç, 20 yıllık tecrübesiyle bugüne kadar sıfır komplikasyon ve %100 memnun hasta oranı ile binlerce başarılı ameliyat gerçekleştirmiştir.

    2021 yılında dünyaca bilinen kurum SRC tarafından metabolik ve bariatrik cerrahi alanında Master Surgeon (Usta Cerrah) ünvanını kazanmıştır. Aynı zamanda dünyaca bilinen Obezite Topluluğunun (The Obesity Society) ve Amerikan Metabolik ve Bariatrik Topluluğunun (American Society for Metabolic & Bariatric Surgery) üyesidir.
    Op. Dr. Tufan ERGENÇ
    Latest posts by Op. Dr. Tufan ERGENÇ (see all)