Son yıllarda ismini sıkça duyduğumuz leptin ve leptin direnci kavramları sağlıklı bir vücuda sahip olabilmemizde büyük rol oynamaktadır. Vücudumuzda salgılanan hormonlar; büyümeden, insüline, uykudan kan dolaşımına kadar birçok alanda etkili olan maddelerdir. Vücudumuzda ortalama 50’ye yakın hormon salgılanmaktadır. Bunlardan biri de leptin hormonudur.

Leptin Nedir?

Tokluk hormonu olarak da adlandırılan leptin hormonu, beynimizdeki iştah ve açlıktan sorumlu reseptörlere bağlıdır. Doyduğumuz zaman beyne gönderdiği sinyallerle tokluk hissi yaşarız ve iştahımız baskılanır. Bununla birlikte hangi besinlerin yağa çevrilip depolanacağını kontrol ederek yağ stoklarını kontrol eder. Ayrıca gerekli durumlarda yakılan kalori miktarının da artmasını sağlayabilir. Leptin hormonu vücutta yağ dokusundan salgılanmaktadır.

Leptin kaç saat sonra çalışır?

Yemek yenildikten sonra vücut ortalama 4 saat içerisinde leptin hormonu salgılamaya başlar. Bundan önce ise insülin ve glukagon hormonları salgılanmaktadır. Eğer yemek yedikten sonra 4 saat içerisinde bir şey yenirse yağa çevrilir. Ancak 4 saat bir şey yenmezse leptin hormonu çalışmaya başlar.   Ancak çeşitli nedenlerden dolayı vücutta bu hormonun çalışmasında problemler ortaya çıkabilir. Bunlardan biri de leptin direncidir.

Leptin Direnci Nedir?

Vücutta yağ oranının artmasıyla birlikte artan leptin hormonuna karşı beynin duyarsızlaşması ve leptin hormonunun gönderdiği uyarıları almaması durumuna leptin direnci denir.

Leptin direnci nasıl oluşur?

Leptin direnci vücutta gereğinden fazla yağ üretilmesi sonucu oluşmaktadır. Aşırı karbonhidrat tüketimi, sağlıksız beslenme, aşırı yemek yeme gibi sebeplerle vücuttaki yağ oranı artmaya başlar. Bu yağ oranını dengelemek için karaciğer ve pankreas da devreye girer. Şeker karaciğerde yağa dönüştürülürken,  pankreas da salgıladığı insülin hormonu ile enerjiye dönüştürmeye çalışır. Bu da leptinin baskılanmasına ve beyne tokluk hissini gönderememesine sebep olur. Ayrıca vücutta yağ ile beraber leptin seviyesi artışıyla çok fazla leptin salgılandığında beynin hipotalamus bölgesine sürekli uyarı gider. Bir süre sonra beyin bu uyarıya karşı duyarsızlaşmaya başlar. Tüm bunlar leptin direncini oluşturur.

Leptin Direnci ve Obezite

Obezite vücuda ihtiyacından fazla enerji (kalori) alınması ve bu kalorilerin yağ olarak vücutta depolanması sonucu ortaya çıkan aşırı kilo problemidir. Obezite aşırı kilonun yanında tip 2 diyabet, metabolik sendrom, inme, bazı kanser türleri gibi yandaş hastalıkları da beraberinde getirebilmektedir. En önemli sebebi ise aşırı kalorili gıdalar, aşırı karbonhidrat tüketimi, fazla yemek yeme gibi sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzıdır.

Leptin bahsedildiği gibi beyinde tokluk hissini uyaran bir hormondur. Ayrıca vücutta yağ yakımını da kontrol eder. Ancak vücutta aşırı yağ birikmesi ile birlikte ortaya çıkan leptin direnci kişinin tokluk hissini yaşamasına ve vücudun kalori yakmasına engel olur. Kişide tokluk hissi oluşmadığı için sürekli aç hisseder ve yemek yeme isteği duyar. Bu da kilo artışına sebep olur. Aşırı kilo artışı da obeziteyi beraberinde getirir. Obezite de leptin hormonun sağlıklı çalışmamasına neden olur. Bu durum bir kısır döngü şeklinde devam eder.

Leptin zayıflamada önemli bir rol oynar. Özellikle obezite hastalarının kilo verebilmesi için bu hormonun düzenli çalışması gerekir. Ancak vücuttaki yüksek yağ oranı ile bu pek mümkün değildir. Bu yüzden öncelikle obezitenin tedavi edilmesi gerekmektedir.

Obezite tedavisinde diyet, spor, ilaç gibi yöntemlerden genellikle kalıcı ve etkili sonuçlar alınamamaktadır. Bu yüzden tedavi için obezite cerrahisi yöntemleri uygulanmaktadır. Bu yöntemler ile hastalarda başarılı sonuçlar alınabilmektedir.

Obezite tedavi yöntemleri;

  • Tüp Mide Ameliyatı,
  • Gastrik Bypass,
  • Mide Balonu

İlk iki yöntem cerrahi müdahale olup mide balonu endoskopik yöntem ile uygulanır.

Hastanın sindirim sistemine uygulanan cerrahi müdahaleleri kapsayan obezite cerrahisinde hastalar kısa süre içerisinde hızlı bir şekilde kilo verebilmektedir. Hastanın durumuna ve ihtiyaca göre en uygun yöntem seçilerek gerçekleştirilen tedavide son yıllarda en çok tercih edilen yöntemlerden biri de tüp mide ameliyatıdır.

Midenin yaklaşık %70-80’inin alındığı tüp mide ameliyatında ayrıca midede iştah hormonunu salgılayan fundus kısmı da çıkarılır. Azalan mide hacmi ve iştaha bağlı olarak kişi hızlı bir şekilde kilo vermeye başlamaktadır. Vücutta yağ oranının azalması ile birlikte leptin hormonu da sağlıklı bir şekilde fonksiyonlarını yerine getirebilmektedir.

Tufan Ergen Obezite Kliniği obezite tedavisinde başarılı tüp mide ameliyatları ile hastaların sağlıklarına kavuşmalarını sağlamaktadır. Op. Dr. Tufan Ergenç uzun yıllardır gerçekleştirdiği tüp mide ameliyatları ile hastaların kilo vermelerini sağlamaktadır. Fazla kilolarından kurtulan hastalar aynı zamanda diğer yandaş hastalıklarının da tedavisine büyük katkı sağlamaktadır.

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]
Dr. Ergenç, 20 yıllık tecrübesiyle bugüne kadar sıfır komplikasyon ve %100 memnun hasta oranı ile binlerce başarılı ameliyat gerçekleştirmiştir.

2021 yılında dünyaca bilinen kurum SRC tarafından metabolik ve bariatrik cerrahi alanında Master Surgeon (Usta Cerrah) ünvanını kazanmıştır. Aynı zamanda dünyaca bilinen Obezite Topluluğunun (The Obesity Society) ve Amerikan Metabolik ve Bariatrik Topluluğunun (American Society for Metabolic & Bariatric Surgery) üyesidir.
Op. Dr. Tufan ERGENÇ
Latest posts by Op. Dr. Tufan ERGENÇ (see all)